Kadıköy’de İçki Yasağı Yok

20130329_234242Belediye Encümenimiz, Caferağa Mahallesi’nin ara sokaklarında mahalle sakinlerinin yaşamını olumsuz etkileyen konularda, idari tedbir olarak bazı kararlar almıştır.

Bar ve lokantaların bulunmadığı sokaklarda, gece 23.00’den sonra, yüzlerce kişi ellerinde şişelerle sabah saatlerine kadar sokakta ve evlerin giriş kapılarında oturmaktadır. Bina girişleri kirletilmekte ve tuvalet olarak kullanılmaktadır. Bu durum mahallede yaşayanlar için ciddi rahatsızlık nedeni oluşturmaktadır. Buna neden olan içki satan büfe sayısı bir anda yükselmiş; aynı sokakta beş büfeye ulaşmıştır. Buna istinaden alınan iki karar şöyledir:

kapılar(Bölgede birçok bina girişi demir kapılarla kapatılarak gece oluşan işgallere önlem alınmaya çalışılıyor.)

1.Karar;
Bu nedenle, Belediyemiz polisiye önlemler yerine idari önlemlere yönelmiş ve  büfelerin gece kapama saatleri 22.00’a çekilmiştir. Caferağa’daki işletmeler her zaman olduğu gibi gece 02.00’de kapanacaktır. Bu hususta bir değişiklik söz konusu değildir. Sadece alkollü içecek satan Tekel ve büfeler 22.00’da kapanacaktır.

Örneğin: Kuyumcular saat.19.00’de kapatılmaktadır. Buradan hareketle ”Altın kullanımı veya satışı yasaklandı” denilemeyeceği gibi bizim kararımıza da “içki yasağı” denilemez.

sokak

2.Karar;
Kadife Sokak’ta, kaldırımlara masa atılmasına izi verilmemektedir.

Kadıköy’de birçok cadde ve sokakta, kapı önleri ve yaya alanları belli sınırlar dahilinde, masa atılarak kullanılmaktadır. Ancak Kadife Sokak’ta kaldırım genişliği bazı yerlerde tek masa atımına dahi uygun değildir. Şimdiye kadar, uygun yerlerde,  belli oranda izin verilen masa izni suistimal edilmiş ve  yayalar araç yolunu kullanmak zorunda kalmıştır. Kent yaşamında; önceliğimiz olan çocuklar, kadınlar, engelliler ve yaşlılarla birlikte yayaları da korumak zorundayız. Bundan ötürü, bu sokakta kaldırımlara masa konulmasına izin verilmiyor. Bu işyerlerinin çoğu arka bahçeye sahipler. Bu alanlar belli kurallar dahilinde kullanılıyor ve kullanacaktır.

Aldığımız kararın arkasına sığınarak bunun “içki yasağı” olduğunu söyleyenlerin farklı amaçları olduğunu biliyoruz. Kadıköy’deki düzenlemenin, Türkiye’nin bazı bölgelerinde çağdışı kafayla uygulanan yasak ve kısıtlarla ilgisi yoktur.
Kadıköy, özgürlüklerin doya doya yaşandığı bir bölgedir ve öyle de kalacaktır. Bundan da büyük mutluluk duymaktayız.

116 thoughts on “Kadıköy’de İçki Yasağı Yok

  1. Kesinlikle doğru. Bir sokak sakini olarak Başkanımızı yürekten kutluyor ve destekliyorum. Bizler alınan kararın sonuna kadar arkasındayız. Sokağımızda “özgürlük” adı altında bir işgal yaşanıyor. Özellikle bu hafta sonu, belli ki bir organizasyonla, sokak sakinlerine özellikle eziyet edildi. Dazlaklar tarafından ziller çalınıp apartmandakilere tehditler yöneltildi. Motosiklet çeteleri sabaha kadar etrafta dolaştı. Böylece, güya yapılan düzenlemenin işe yaramadığı gösterilmeye ve mahalleli sindirilmeye çalışılıyor. Biz içkiye karşı insanlar değiliz, ama barlar ve tekel büfeleri sınırsızca para kazanacak diye, sokaklarımızın böyle fütursuzca ve insafsızca sömürülmesine karşıyız. Şehirde tabi ki barlar olacak, gençler içki de içecekler. Ama Kadife Sokak gibi çok eski ve yoğun bir konut alanında değil. Bu sorunun sağlıklı tek çözümünün, içkili mekanlara Kadıköy’ün yoğun konut alanı dışında yer gösterilmesi olduğunu düşünüyorum.

    • Size katılıyorum. Aynı problem Caddebostan İskele yolu maalesef yeni adıyla Barlar Sokağı’nda da var. Burada ölümlü silahlı çatışma oldu yine bir önlem alınmadı. Bu kadar konut olan yerde bu kadar yoğun bar olmamalı. Bir iki içkili balıkçı lokantası, bir iki kafe tamam ama barlar ve bu tip mekanlar yoğunlaşınca dışarıdan çok insan geliyor, kaldırımda yürümek, evimize gitmek bile problem oluyor. Oturum alanlarının yakınında bu tip yerlerin yoğun olarak bulunmasını istemiyoruz.Size katılıyorum. Aynı problem Caddebostan İskele yolu maalesef yeni adıyla Barlar Sokağı’nda da var. Burada ölümlü silahlı çatışma oldu yine bir önlem alınmadı. Bu kadar konut olan yerde bu kadar yoğun bar olmamalı. Bir iki içkili balıkçı lokantası, bir iki kafe tamam ama barlar ve bu tip mekanlar yoğunlaşınca dışarıdan çok insan geliyor, kaldırımda yürümek, evimize gitmek bile problem oluyor. Oturum alanlarının yakınında bu tip yerlerin yoğun olarak bulunmasını istemiyoruz.

      • Serra hanım, biz Kadife ve çevresindeki sokaklarda oturan ve cidden çok mağdur olan sakinler olarak uzun zaman önce bir Platform kurduk:Kadife Sokak ve Çevresine Huzur Platformu. Aynı sorunları yaşayan Kadıköylüler olarak güç birliği yapabiliriz diye düşünüyorum.

    • Sayın Başkan, uygulamanızın arkasındaki iyi niyetli çabayı anlıyor ve takdir ediyorum. Fakat bence bu uygulama soruna kalıcı bir çözüm getiremeyecektir.
      Şöyle ki; Kadıköy’de başta üniversiteli gençler olmak üzere sokakta eğlenen insanlar her zaman olmaya devam edecektir, etsin de zaten. Kadıköy’ü güzel yapan biraz da bu insan çeşitliliğidir. Bu durumda alınan tedbirlerin neticesi olarak insanlar Kadife Sokaktan başka alanlara kayacaktır. Mesela Yoğurtçu Parkı çevresi veya Moda Burnu yeni çöküntü alanlar olmaya aday olabilirler. O zaman da oradaki Büfelerin kapanış saatlerini değiştirmek zorunda kalacaksınız falan filan.. Böyle devam eder.
      Oysa sizin gibi tecrübeli bir yönetici kenti yönettiği gibi pekala bu toplulukları da yönetip yönlendirebilir.
      Kadıköy’e en yakışır çözüm sokakta eğlenen bu insanları kentte yaşayan insanlarla birada bulunup da stres yaşamayacakları alanlara çekmektir. Mesela Kadıköy Sahilde Balon ile Fener arasındaki alanda tüm yaz boyu sürecek, tuvalet ihtiyacının seyyar tuvaletler aracılığıyla giderildiği, güvenlik tedbirlerinin alındığı, canlı müzik v.s. etkinliklerin yapıldığı bir gençlik şenliği düzenleseniz. Hem mahalle aralarına sıkışmış gençleri kazanırsınız, hem yoğun mesken olan sokaklarda sükuneti sağlarsınız hem de Başbakan’a “kısıtlamadan, yasaklamadan yaşatmak nasıl olurmuş” onu öğretirsiniz.

  2. Sayın Başkan,
    Yaptığınız doğru olsa bile bunu güzel ve zamanında duyuramadığınız için olayı tamamıyla aleyhinize çevirmiş ve olay ters tepmiştir. Yani kısaca başkalarının eline koz vermiş olmaktasınız.
    Sizden ricam, bu gibi hassas konuları düzenlemeye gitmeden önce önlem alarak desteğimizi sağlamanız, başkalarına malzeme vermemeniz ve doğal olarak haklı iken haksız duruma düşmemenizdir. Burada da devreye Hakla İlişkiler girmektedir sanırım.
    Saygılarımla,

  3. Sayın Başkanım, bildiğiniz üzere bu sokaktaki yaşayan insanlar 20 yıllardır burda bulunan barlardan, tekel bayiilerden çok rahatsiz olmaktadırlar.Başkanım, sizin bu konudaki yeni çabalarınızı içtenlikle destekliyorum.Yeter ki Kadife Sokaktaki yaşayan insanların sesi duyulsun gerisi önemli degil.

    • Caddebostan İskele Yolu nam-ı diğer Barlar Sokağı’nda da aynı sorun var. Bizim de sesimiz duyulsun.

  4. tşkler selami bey siz kadıköyümüze gelmiş gecmiş en mükemmel başkansınız ne yaparsanız doğruyu yaparsınız inşallah her zaman başımızda olursunuz

    • sevgili eser danış cok haklısınız zaten kadıköyü birbirine düşürmek için ne lazımsa yapılıyor ama bilinsinki kadköyün en cahili bile efendidir kadıköy ayrı bir yer bana göre ve kadıköyün gencleri terbiyelidir asla kimseyi rahatsız edecek bir şey yapmazlar ben şahsım adına bir kadıköylü olarak inanıyorum herkesin içkisi eğlenmesi kimseye alakadar etmez o kadar konuşulacak mesele varken sadece ve sadece karalama sevgiler

  5. kusura bakılmasın selami bey fakat ne yaparsanız yapın “helal başganım” diye kitle bir yana, gerçekten burada oturmanın ayrıcalığını bilen ve hisseden kişilerin bu kararın bir yasak da içerdiğini açıkça gormekteler. bence “tamamen yasaklamadık erkenden kapatmak zorunda bıraktık” diye savunma yapmanız talihsiz olmuş. saat 22’den sonra tekel bayisi açamama yasağıdır bu. ve bu kadar büyük bir alanda uygulanması sürekli dilinizde düşmeyen “kadife sokakta gürültü şikayeti oluyor” bahanesinin arkasına gizlenip değişik amaçlar için hareket ettiğinizin kanıtı. sizin yaptığınız şey bir insanın kafasında bit sorunu olduğu için yaşadığı yerdeki tüm insanların kellesini uçurmak gibi bir şey. başka şekilde çok kolay çozulebilecek sorunları herkesi mağdur etmek için bahane yapmak iktidar partisinin politikası zannederdik. ciddi bir oy kaybı yaşadığınızın umarım farkındasınızdır. ben caferağa sakini olarak saat 22’den sonra evime alkol alışverişi yapamayacaksam bu karara karşı çıkarım. kimseyi gündüzden stok yapmak zorunda bırakamazsınız. bu bir alkol yasağıdır, anti demoktratiktir ve savunuldukça daha da dibe batılmaktadır. bu şekilde davranmaya devam ederseniz her daim sizin aleyhinizde propaganda yapmak ve yaptırmak için çalışacağım.

    • Ben de tam aksine, özellikle bu karardan sonra Selami Öztürk lehine propaganda yapmak ve yaptırmak için çalışacağım.

    • Duyarsızlığınız insanı şaşırtıyor. Sayfanın en başındaki fotoğrafa bir kere daha bakmanızı öneririm. Biz öyle bir ortamda, yıllardır ve her gece yaşamaya çalışıyoruz ve imdat diyoruz.

    • Buna sadece ç …ş derim. Ben Bursada yaşıyorumç Sürekli olarak ayda bir İsyanbula gelen ve Kadıköye uğrayan biriyim. Kadıköy Türkiye nin en iyi ve dürüt çalışan bir Başkana sahip. Bence Kadıköylüler Başkanlarıyla gurur duymalılar. SENELERDİR RAKİPSİZ OLDUĞUNA GÖRE YORUMUM ÇOK İSABETLİ OLSA GEREK..

    • ‘Kadife Sokakta gürültü şikayeti’ olmuyor, yukardaki fotoğrafta görüldüğü gibi insanların yaşam hakkı elinden alınıyor. Bir an kendinizi orada oturan bir arkadaşın yerine koyun. Akşam evinize geldiniz, yorgunsunuz, nefis bir bahar akşamı, çocukluğunuzdan beri oturduğunuz yuvanızda ayağınızı uzatıp biranızı içeceksiniz, müzik dinleyeceksiniz. ya da yorgunsunuzya uyumak istiyorsunuz. Saat olmuş oniki, dışardan bitmek bilmeyen bir gürültü- uğultu, arada bir kırılan cam sesleri, şen mi şen bir kahkaha…. Bu sürüp gidiyor…
      Uykunuz kaçmıştır evde rahat edemediniz dışarı çıkmak istediniz, sokak kapınızdan çıkacaksınız ama çıkamıyorsunuz. Çünkü merdivenlerinize hiç tanımadığınız birileri oturmuş, geçmeniz mümkün değil.
      Ne yaparsınız alllahaşkına? Üstelik bunları her gün yaşıyorsunuz.
      Sayın Başkan’a rahatsızlıklar yıllardır iletiliyordu, Hiçbirşey yapılmadı, üstelik barlara ruhsatlar dağıtıldı, ruhsat alamayan bara göz yumuldu.
      Genel adet olduğu üzere bir gün birşeyleri yasaklayarak işi çözdüğünü sanıyor.
      Yüz yıldır oturma mekanı olan Kadife Sokağa eğlence mekanı ruhsatlarını bol keseden dağıtan belediye sıkışınca kimi basit yasaklamalarla işin içinden çıkacağını sanıyor. Olmuyor tabii
      ,

  6. selami bey,
    ben zühtüpaşa’da, kızıltoprak ptt civarında oturuyorum. biliyorsunuz söz konusu bölge fenerbahçe stadına oldukça yakın. maç günleri, özellikle haftasonları, fenerbahçeli taraftarlar rüştiye, ıtır dede ve sabri kiraz sokaklarda kontrolsüz ve aşırı şekilde alkol tüketiyorlar. bu durum yıllardır bu şekilde. kapımızın önünün, sokağımızın içmeyi bilmeyen sarhoşlar ve içki şişeleriyle dolu olması, üstüne üstlük bunun gündüz vakti başlayıp maç saatine kadar sürmesi gerçekten bizi bıktırmıştır. buna ek olarak bu gürüh, kuşdili caddesinden başlayıp, recep peker caddesi boyunca araç trafiğini sabote etmektedir. araçtan inmek zorunda kalıp, bu topluluğun arasından eve gitmeye çalışmak hiç de kolay ve güvenli değildir.
    ayrıca geçtiğimiz pazar günü rüştiye sokak üzerinde tinerci olduğundan emin olduğum 5-6 kişilik bir grupla karşılaştım ve doğrusu ne yapacakları kestirilemeyen bu insanların sokağımda, evimin önünde dolanıyor olması beni dehşete düşürdü.
    ister büyükşehirin ister kadıköyün yetki alanı olsun, parası olan istediği yerde istediğini yapamamalı. kanunlar, kurallar herkesi ve heryeri kapsamalı.
    madem mahalle yaşantısına ve mahalle sakinlerinin rahat etmesine bu kadar önem veriliyor, lütfen bu konuyla ilgili olarak da bir şeyler yapılsın.

  7. Yasak koymuşsunuz. Mesela orada sokak tuvaleti ihtiyacını gözönüne almamışsınız. Orada içki içmek, tuvalet ihtiyacını gidermek durumu varsa onların da Kadıköylü olduğunu unutmuşsunuz. Kentsel dönüşümü destekleyip uygun yerler oluşturana kadar yasaklarla değil hizmet götürmekle uğraşsanız daha iyi olurdu bence. Diğer hizmetlerinizi beğeniyorum bir tek Büyük kulübün önündeki deniz üstünde metal iskeleye nasıl izin verdiniz. Ne aklıma ne mantığıma sığmıyor, içime sindiremiyorum.

    • Apartmanların arasında içki ve tuvalet ihtiyacının karşılanması ilginç bir yaklaşım. gördüğüm kadar empati yapmıyor kimse. illa başımıza mı gelmesi lazım bir durumu anlamak için.

      • Sn.Melami, Peki tuvalet kısmına takıldınız, büyük klübün sahile koyduğu özel mülk için neden yorum yazmadınız? Orda da ihtiyaç görülüyor hem de tümüyle portatif????

  8. Birilerinin özgürlüğü, diğerlerinin huzurunun karşılığında olmamalı. Bu karar orta yoldur ve yapılması gereken budur. Demokrasi birbirinin hakkına saygı göstermektir, sonsuz özgürlük değildir. Birinin eğlencesi diğerinin huzurunu bozuyorsa, huzur, can güvenliği ve orada yaşayanların kararı önceliklidir.

  9. Bu bir içki yasağı değildir, sadece sokakta yoğunlaşan ayaküstü/apartman girişi içki içme alışkanlığına bir frendir. Mahalle sakini olmayanları haftanın herhangi bir günü bir zahmet sabahtan da mahallemize bekliyor ve arkalarında bıraktıkları pisliği görmeye davet ediyorum. Özellikle Rum Kilise’si duvarı ile Eski Havuzlu Meydan tuvalet, doğalgaz ve telekom kutuları bistro, yerler küllük ve çöplük olarak kullanmakta. Saat 22.00’de tekel büfelerini kapatma kararı da işte bu yüzden sadece Kadife Sokağa getirildi, yani içki stoklamak ya da gecenin bir yarısı içkisiz kalmak diye bir durum kesinlikle yok, mahallemizdeki diğer tekel büfeleri eskiden olduğu gibi hizmet vermekteler, tek “dert” Kadife Sokak ve çevresinden uzaklaşmak zorunda kalmada. Zaten sorun da Kadife ve çevre sokaktaki tekel büfelerinin gizli bar olmasındadır. Başka türlü sadece 600 metre uzunluğundaki bir sokak üzerinde her türlü zevke hitap eden bir düzine mekan olmasına rağmen kimse 5 adet tekel büfesi olmasını açıklayamaz.

    • Malesef bu bir içki yasağıdır. belirli bir saatten sonra başlaması yasak olmadığını gostermez. ben de barlar sokağı’nın tam girişinde yaşıyorum. çoplerden de, kavgalardan da haberim oluyor. ama tekelleri kapatarak bizim gibi bolge sakinlerinin de hakları yenmiş oluyor. bu arada sozkonusu yasak kararı sadece kadife bolgesinde değil, tüm osmanağa, rasimpaşa ve caferağa mahalleleri kapsamında alındı. ben de geçen gün evde misafirlerime bira alacak yer bulamadım. belediyenin denetimleri ve cezaları da sıklaştı iyice. sandığınız gibi sokak bolgesiyle sınırlı değil. ayrıca kadife sokakta 5 değil 3 adet tekel bayi var. bir tane de dr. esat ışık caddesi’nde, barlar sokağının girişine yakın bir büfe var. sokaktaki tekellerden biri bu sene açıldı zaten, ondan once 2 tanelerdi, biri de zaten 12’de kapatırdı en geç. her neyse, parktan bahsetmişsiniz, o parkın olduğu yer bir meydandır ve sokak gibi evlerin yakın olduğu bir yer değildir. açıklıktır. orada toplanan insanların sesinin evlerde rahatsızlık yaratması zordur. kaldı ki zaten otomobil seslerinden gürültüye alışıktır oralılar. ağaçlık olmadığından tuvaleti buraya yapma gibi bir olanak da sağlamaz. ben açıkçası pek anlam veremedim parkı da soruna dahil etmenize. yerlerin küllük ve çoplük olarak kullanılması ise ülke çapında yapılan bir şey, bu yüzden tekelleri suçlamak kadar anlamsız bir şey yok. temizlik hizmetlerinin olmadığı zaman en yakın tekel bayinin 1 kilometre uzakta olduğu yerlere de baksanız aynı kirli gorüntüyü verir. burası bir eğlence merkezidir, turistiktir, burada yaşayanlar da bu ozelliklerin nimetlerinden yararlanarak yaşarlar. elbette gürültüsü de olacaktır biraz, bundan aşırı rahatsız olan insan evini değiştirir olur biter. güvenlik ve temizlik sorunları yaşam tarzına müdahale edilmeden çozülmelidir.

      • Gürültüden rahatsız olanlara ev değiştirmelerini tavsiye etmeniz üzerine söylenecek söz bulamıyorum. Hem insanların hayatlarına müdahale edilmesini eleştirecek hem de evlerinden süreceksiniz. Sözün bittiği mantık bu herhalde.

  10. Serra Hanım,

    Madem bu kadar şikaetçisiniz, önce işletmelerden maddi kaynak elde eden apartman yonetimi ile görüşmenizi tavsıye ederim. Hiç bir işletme kafasına göre 1 apartmanın altını kıralayarak cafe&bar vb. işletme acamaz. Apartman geneli ile anlasılmıstır, siz de ya bu anlasmadan payınıza dusenı alamıyorsunuz, ya da aldıgınızı az buluyorsunuz. Bir karınız yok ise apartman toplantısına bunu belirtir, gerekli gorusmelerin ısletme sahıbı ıle yapılmasını isteyebilirsiniz. Bizlerde Caddebostan iskele sokak’ta ikamet ediyoruz ve bır sıkıntı yasamıyoruz acıkcası. Bu sebeptendir ki bagdat caddesindeki tüm içkili mekanların ruhsatları gece 02:00’a kadardır. Daha hassasıyetle inceleyip bazı seylerden sıkayetcı olmanızı tavıye ederım.

    • sizinle aynı fikirde olmayana hemen saldırmak pek hoş değil ama bu davranışın nedenini anlayabiliyorum. ne pay alımak gibi bir derdim var ne de aldığım payın az gelmesi gibi. benim oturduğum apartmanın altında böyle bir işletme yok ama başka yerde var. burada adam öldürüldüğünde konuşuldu. bu apartmanla halledilecek bir konu değil. meskelli bir mesafedeki çevrelerinde belli işletmelerin belli yoğunlukta olmaması lazım.burada oturan herkes rahatsız, sizin olmamanız ilginç.da oturan herkes rahatsız, sizin olmamanız ilginç.

      • Ben biliyorum ve Haluk beye hak veriyorum. Buna kesin ve doğru cevabı verecek olan belediyedir ama bildiğim kadar orası büyük şehir belediyesinin kontrol alanındadır. Ama o konu başka bu başka.O da düzelsin bu da. Ana arterler, sahil bildiğim kadar büyük şehirin elinde.

  11. mekânlarda 50’lik bira 9-10 lira, abuk subuk vergilerden fiyatlar zaten çok yüksek, gençliğin maddî durumu ortada.

    şimdi ‘barlar sokağı’nda oturup alkole karşı çıkan insanlar nedeniyle olan sosyal ihtiyaçlarını gideren insanlara oluyor.

    madem kadife sokak ve çevresine böyle bir ‘yasak’ getirildi.

    o zaman belediyemizden merkeze yakın, ulaşım imkânları olan ve insanların yaşamadığı bir yerde yeni bir barlar sokağı kurmasını talep ediyoruz.

    Sonunda alkol içenler gettosu alkol içmeyenler gettosu diye ayrışacağız herhâlde…
    Burada sorunun asıl kaynaklarından biri de planlamadır, demek ki yerleşim ve ticaret alanlarının keskin çizgilerle ayrılması gerekiyormuş…

    • Gayet yerinde bir öneri. Sokak sakinleri olarak biz de bunu istiyoruz: Yani barlara, merkeze yakın, ulaşım imkanları olan ve yoğun konut alanı olmayan alanlarda yer gösterilmesi. Böylece onların da ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri sağlanır. Kadıköy’de bunun yapılabileceği alternatif mekanlar var. Mesela AVM olması gündeme gelen eski Salı Pazarı, pekala altı otopark, üstü yeşillikler içinde, aralarında barların da olacağı bir eğlence-dinlence alanı olarak düzenlenebilir. Burası hem metrobüsün, hem de seneye açılacak Marmaray’ın başlangıcı olduğundan ulaşım imknları çok daha geniş. Böylece AVM heyulasındn da kurtulunur. Bu arada bir hatırlatma: Burası barlar sokağı değil, Kadife Sokaktır. Biz barlar yokken de buradaydık. Sokak sakinleri alkole karşı değildir. Aralarında içmeyeni de vardır ama çoğu içer (benim gibi). Biz sokağımızın bu şekilde işgal edilmesini istemiyoruz.

  12. Fazla söze hacet yok. Sayfanın en başındaki fotoğraf, aslında durumu özetliyor. Biz o sokakta resmen yaşama savaşı veriyoruz. Bazılarının bencilliği ve rahat düşkünlüğü inanılır gibi değil.

  13. ayrıca dediklerime ek olarak şunu da sunmak istiyorum,

    Brighton polisi, aşırı alkol alıp sokaklara işerken yakalanan gençlerin eline bir paspas ve bir kova su verip pisledikleri yerleri temizletme kararı aldı. Uygulamanın daha önce Newcastle ve Torquay gibi yerlerde başarılı sonuçlar verdiğini gözleyen polis, sokakları pisletirken yakaladığı gençlere iki seçenek sunuyor.

    Bu çerçevede suçlu ya 800 Sterlin (yaklaşık 2.200 TL) para cezası ödüyor ya da polisin kendisine uzattığı paspas ve su dolu kovayla kirlettiği yeri temizlemek zorunda kalıyor. Brighton polisi bu amaçla yüzlerce paspas ve kova satın aldı.

    http://www.sansursuzhaber.com/ingilterede-artik-cezasi-var_293909

    Bu açıdan da olaya yaklaştığımızda sokaklara kusanların ve işeyenlerin bu yasağın bahanesi olduğunu net biçimde görüyoruz.

  14. Kendinizi övenleri yayınlayarak ne kadar komik bir demokrasi anlayısınız var..Çıkarcı menfaatci politacılarsınız hepiniz..Yasak ne demek 2013 deyiz..Ama sen gidecen biz torunlarımıza zamanında biri vardı saat 22.00 den sonra alkol satımını yasakladı diyeceğiz..Olay çıkıyor diye, alkolü yasakla o zaman üniversite sınavı yüzünden intihar eden gencler var o sınavı da yasaklayın..Biraz bilinçli olun bir tek sizin kafanız çalışmıyor bunu anlayın artık..

    • AB ülkelerinde 2013 yılında saat 22.00’den sonra sifon çekmek bile yasak. gerçi onlarda bizdeki gibi ileri demokrasi yok. biz ileri gittik tabii:)

      • AB ülkelerinde 22:00’den sonra sifon çekmek yasak mı? Ben de burda fikirlerimi paylaşayım diyorum aman Allahım kimlere laf anlatıyormuşuz. Sifon çekmek Kuzey Kore’de bile yasak değil bu nasıl zihniyet amanın.

      • kimlere laf anlatıyorsunuz Haluk bey. evet, dediğim aynen doğru. ama kapalı bir kutu olan kuzey kore örneği vermeniz ilginç. benim bir çok arkadaşım, akrabalarım , Avrupa ülkelerinde. orada da aynen dediğim gibi. şimdi sokakta içki içmek yasaklanmış mesela Paris’te haberiniz olsun. yeni haber aldım.

      • Amsterdam’da da sokakta kokain çekmek serbest ama onlarda yasakçı zihniyetler yok. Amsterdam’da yaşasanız sizin yasaklarla adam kalmaz sokakta. Paris örneğinizi geliştirin hadi Riyad’la gelin, Tahran’la gelin. SIğ ve yasakçı zihniyetle derdim. Yasağı, mahallesinde işine gelmediği için savunanlarla, her ortamda özgürlüğe engel koymak isteyen köhnemiş zihniyetle tartışırım her ortamda. Paris’te Champs-Élysées (Şanzelize okunur) deki küçük parkta da sokağa tuvaletini yapanları gördü bu gözler. Yasak yerine öneri getirseydiniz cevap bile yazmazdım. Yarın öbürgün şort giyenlerden rahatsız oluyoruz demeyeceğiniz ne malum? Yada onları da destekleyecek misiniz?

      • ben o zaman haluk bey gibi düşünenlere şunu öneriyorum. biz sokağımızda kalabalık, gürültü, pislik, kargaşa istemiyoruz, sizin içinse sorun yokmuş madem, belediyeye biz istemiyoruz diye bildirelim siz de bizim için sorun yok diye bildirin. sizin için sakıncası yoksa bu dükkanları sizin oraya taşısınlar, o kalabalık da sizin sokağa gitsin, böylece sorun hallolmuş olur.

  15. Herkesin özgürlüğü, bir başkasının özgürlük alanına kadardır. Daha ileriye gitmek tecavüzdür. Eğer içenler ağızlarıyla içselerdi ne oradaki sakinler şikayetçi olurdu ne de böyle kısıtlamalar gelirdi. Kısıtlamayı yapana değil yaptırana tepki göstermek lazım. Çok doğru bir karar olmuş. Ama çözüm bilinçli nesil yetiştirmekte. Ne yazık ki tam tersi oluyor. Bu gibi kısıtlar kalıcı değil. Benim şikayetim de şu: Kadıköy’ün ara sokaklarında dip dibe masalar konmuş mekanlar tarafından, sigara yasağından beri yaya yolu işgal ediliyor. Birçok sokak böyle, yürürken duman altından geçiyoruz. Sigara içme özgürlüğü var da temiz hava soluma özgürlüğü yok mu? Masalara çarparak geçiyoruz neredeyse, ben mecbur muyum millettin dibinden geçmeye hem de sigara soluyarak? Sınırsızca yaşama isteğinden kaos yaratılıyor. Bencil olduk çıktık, saygı yok, çok üzücü…

    • Böyle bir çözüm var;

      Brighton polisi, aşırı alkol alıp sokaklara işerken yakalanan gençlerin eline bir paspas ve bir kova su verip pisledikleri yerleri temizletme kararı aldı. Uygulamanın daha önce Newcastle ve Torquay gibi yerlerde başarılı sonuçlar verdiğini gözleyen polis, sokakları pisletirken yakaladığı gençlere iki seçenek sunuyor.

      Bu çerçevede suçlu ya 800 Sterlin (yaklaşık 2.200 TL) para cezası ödüyor ya da polisin kendisine uzattığı paspas ve su dolu kovayla kirlettiği yeri temizlemek zorunda kalıyor. Brighton polisi bu amaçla yüzlerce paspas ve kova satın aldı.

      http://www.sansursuzhaber.com/ingilterede-artik-cezasi-var_293909

      Niye böyle bir şey yapmak varken yasaklar ya da deyiminizle sınırlamalar getirilsin ki?..

  16. 3 ay kadar yurt dışındaydım. Geçen ay geldim ve Kadife sokağa gittiğimde gözlerime inanamadım, resmen sokakta içen yüzlerce kişi vardı. Daha önce küçük gruplar olurdu, ama şimdi resmen ordu vardı. Kimse “Gençlerin parası yok bara gidemiyorlar” palavrası sıkmasın lütfen, belli ki burada sokakta içmek trend olmuş. Sorumluluğu kabul etmeyip bir de pişkince “portatif tuvalet koysunlar” ya da “taşınsınlar o zaman” demek de bambaşkaymış. Sözde eğitimli gençlik bu kadar empati yoksunu ise vay halimize. Kadife sokak sakinlerine sabır diliyorum.

    • maalesef hem bilgi eksiklikleri var, hem benciller hem de kendilerini akıllı bilgili zannediyorlar. öğrenme, araştırma, anlama gereği duymadan sadece isteklerinin olmasını istiyorlar. yazık.

    • Zaten yıllarca sabrettik ama artık sabretmiyeceğiz. Neyse ki demokrat, medeni ve özgürlükçü geçinenlerin yanında, başka insanların sorunlarına karşı gerçekten duyarlı, hakikaten uygar ve şehirli insanlar da var.

    • Palavra falan değil lütfen bilmeden bu konuda yorum yapmayın.
      Bugüne kadar trend diye sokakta içki içenle karşılaşmadım.

      • Nasıl bu kadar eminsin, her cumartesi sokağa doluşan yüzlerce insanla röportaj yapıp gelme sebeplerini mi öğrendin? 3 sokak ötede oturuyorum, defalarca oradan geçiyorum. Sokakta içenleri de inceliyorum, rastalı, dövmeli, piercingli, iphone’lu belli ki hali vakti yerinde insanlar. Benim bugüne kadar dövme yaptırmaya ayıracak ekstra param olmadı, telefonum hala eski nokia, gene de gidip bir rock barda makul fiyata biramı içebiliyorum. Bu insanların herşeye parası yetiyor, bir tek barda 6-7 lira biraya mı paraları yetmiyor? Hadi ona yetmiyor, gidin evinizde toplanıp için. Niye yerleşim yerlerinin dibinde içiyorsunuz? 5 yıl Londra’da yaşadım, 20 küsür ülke gezdim, hiçbir yerde sokakta içenler için portatif tuvalet getirildiğini görmedim, biraz gerçekçi olun. Sizlerin bu sorumsuz davranışlarınız yüzünden dincilere gün doğuyor, her yerde yasakların artması için bahaneleri artıyor.

  17. Bu yasağın böyle de bir yönü var;

    kadıköy belediyesi tarafından, kadife sokakta ve sokağın çevresindeki 3 mahallede uygulanmaya başlanmış yasaktır.
    bu sayede, bölgedeki bakkalların tamamı aynı zamanda tekel ürünleri de sattığından, gece saat 10da kapanmak zorunda kalmakta, bu sayede gece saat 10 dan sonra acil bir ihtiyacınız olduğunda bulmanız imkansız hale gelmektedir. ben de bu ‘içki yasağı’yla, akşam karnım acıktığı ve makarnama koyacak yoğurt bulamadığımda tanıştım. hani sokakta içmeyi yasaklamak istiyorsunuz, ama zaten içki içilen 2 tane sokak var, orada sürekli gezen devriyeniz var, ben neden akşam saat 10dan sonra, evimde içmek için bile içki alamıyorum. hadi tamam alkol çoooook kötü bir şey, evde de o saatte içilmez, yakınlardaki hastanenin fahiş fiyatlı kantini dışında, evde su bittiğinde su alacak yer bile yok. içki yasağı işte böyle, düşüncesizce ve insanları mağdur eden, kaş yaparken göz çıkaran bir uygulamadır, bölgede içkinin el altından satışını desteklemekten başka bir işe yaramaz, biz de gecenin bir yarısı evde su bitince taksiye atlayıp su almaya gitmek zorunda kalırız.

    http://eksisozluk.com/entry/33016063

    Ne yazık ki kalıcı çözümler yerine böyle herkesi etkileyen geçici çözümler üretiyoruz

    • bu herkesi etkileyen geçici çözüm değildir. dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde yapılan bir uygulamadır. insanların önce can güvenliği, beden ve ruh sağlığı, huzuru önemlidir. illa sokak arasında, evlerin dibinde eğlenilecek diye bir özgürlük olmaz. yurt dışında bir mahallede 5 tane aynı dükkanın açılmasına da izin vermezler.

  18. Nasıl bu kadar eminsin, her cumartesi sokağa doluşan yüzlerce insanla röportaj yapıp gelme sebeplerini mi öğrendin? 3 sokak ötede oturuyorum, defalarca oradan geçiyorum. Sokakta içenleri de inceliyorum, rastalı, dövmeli, piercingli, iphone’lu belli ki hali vakti yerinde insanlar. Benim bugüne kadar dövme yaptırmaya ayıracak ekstra param olmadı, telefonum hala eski nokia, gene de gidip bir rock barda makul fiyata biramı içebiliyorum. Bu insanların herşeye parası yetiyor, bir tek barda 6-7 lira biraya mı paraları yetmiyor? Hadi ona yetmiyor, gidin evinizde toplanıp için. Niye yerleşim yerlerinin dibinde içiyorsunuz? 5 yıl Londra’da yaşadım, 20 küsür ülke gezdim, hiçbir yerde sokakta içenler için portatif tuvalet getirildiğini görmedim, biraz gerçekçi olun. Sizlerin bu sorumsuz davranışlarınız yüzünden dincilere gün doğuyor, her yerde yasakların artması için bahaneleri artıyor.

  19. Burada yapılmak istenen, klasik bir hikayedir: önce buraları işgal edip değerini düşürecek, yerleşik sakinleri türlü şekillerde huzursuz ederek yerlerinden edecekler, sonra da koca bir sokağı üstlerine geçirecekler. Zaten bazı işletme sahipleri dillerinin altındaki baklayı çıkarmışlar: efendim sokağın asıl koruyucusu onlarmış (nasıl koruduklarını görüyoruz!), çözüm için sokağın trafiğe kapatılıp 8-10 özel güvenlik görevlisi konması yetermiş. Düşünebiliyor musunuz, efendilere özel bir sokak tahsis edilecek. Niye? Daha çok kar etsinler diye. Ondan sonra bjr de özel güvenliklerle uğraşmak zorunda kalacağız. Sokak sakinlerine aba altından sopa göstermek yerine, Çarşı’da müsait yer baksınlar. Nasıl olsa sponsorları onları destekler.

    • başka yere gidin önerileri gelmeye başladı bile. buna dağdan gelip bağdakini kovmak der atalarımız. hem de nedenine bakın, eğlenme özgürlüğü için.

  20. özgürlük!!!***?? birilerini rahatsız edecek düzeyde bir özgürlük ne anlam ifade eder tartışılır …tabi ki mahalle sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bi düzenleme anlaşılır bir durum ama iş gelip te sokakta içmeyip mekan sınırları içinde içen ve (altını çiziyorum) o mekanın tuvaleti ve alanını kullanınca iş değişir!!cafe bar kapanış saatlerinin geri çekilmesi anlaşılır bi durum olmaz!!!

  21. şehir merkezinde sokak kültürü olur. gençlerin enerjilerini, keyiflerini baltalamaya çalışmak en iyimser tabirle cahilliktir.

    siz el birliği ile anarşist yetiştiriyosunuz ama aslında çok iyi oluyo. gençler bu sayede devletin ve tebası olmuş koyunların insanlığa ne kadar aykırı bir yabancılaşma içine girdiğini görüyor. yunanistan gibi bi kriz falan çıkarsa belediye binasının da karakolun da bi tane tuğlası kalmaz 😀 nefret ettirmeye devam edin sadece

    • Bkz.
      “ingiltere’de şu saatten sonra yasak, norveç’te bu saatte yasak, almanya’da şoyle, amerika’da boyle diye savunulması abes olan yasak. herif gelmiş avrupalının alkollü içecek kültürüyle burayı aynı kefeye koyuyor. orada satılan ürünlerin kalitesini geçtim, fiyatları burası gibi fahiş değil, insanlar bir gece barda takılınca maaşının yarısını orada bırakmıyor. burada insanlar alkollü içeceğin tadından çok kafa yapıcı etkisine gore değerlendirmeye zorlanıyor. normal bir şekilde içmek pahalı olduğu için daha ucuz yoldan nasıl içerim derdine giriyor. gavurda, milletin memleketinde pet su biradan daha pahalı, insanlar avrupa’da alkole daha rahat ulaşabiliyor, tüketim ve üretimde sıkıntı olmuyor. belli bir saatten sonra da mekanlara alınmayacak, tek derdi mevzu çıkarmak olan serseriler sokakta içiyor ki bazı sınırlamalar koyulmuş. ama insanlar zaten sokakta bira içmeye yoneltilmemiş oluyor oralarda. bizdeyse normal bir şekilde akşamları bir mekanda oturup alkol tüketmek en azından 5000 ve üzeri maaş gerektiriyor. bu kadar sıkıntı yaratılınca da insanlar bu normalde hiç onemi olmayan mevzuyu çozmek için sokakta içmek gibi bir çozüm üretiyorlar. ama sonra da çok akıllı birtakım insanlar çıkıp “bunlar gürültü yapıp birayı etrafa işiyolar, demek ki bunu yasaklamak lazım” diye bir karar alıp bizi daha da sıkıntıya sokmanın haklı gururunu yaşıyorlar.”

      https://eksisozluk.com/entry/33030276

  22. uygulanan içki yasağına karşı gösterilen tepkiler gerçekten çok enteresan. birincisi bu kadıköyün kültürü sokak kültürü denilmesi ne zamandan beri var olan bir sokak kültürü 5 sene? kadife sokak ve çevresinde sokaklarda içki içmeyi özgürlük olarak gören insanların ne kadarı bu çevrede oturuyor ya da kaç kişi işleri bitip kalktıklarında şişeleri yerde kıracaklarına çöpe atmayı tercih ediyorlar? ikincisi belediye seyyar tuvalet koysun ve güvenlik güçleri devamlı kontrol altında tutsun. tabi ki de yapmaları gerekir sonuçta belediyemizin asli görevi oraya gelenlerin çişleri ve çöpleriyle ilgilenmek güvenlik güçlerinin ise bu arkadaşlarımızın tatsızlık çıkarmamaları için başlarında bir öğretmen gibi beklemeleri sonuçta insanların eğlenmesi ve tüm maddi zorluklara karşı orada içki içmeleri tüm mercilerimiz tarafından sağlanmalıdır. üçüncüsü ki bu en enteresanlarından rahatsız oluyorsa insanlar taşınsın. bu kadar insanın bunu ayık kafayla savunabilmesi ilginç. burada oturan biri olarak bunu biri bana söylediğinde aklıma gelen şu ki: biz burada içmeye arabalarınızın ustune oturmaya, kapılarınızın onunu işgal etmeye, işemeye, sabaha kadar bağırıp şarkı söylemeye devam ediceğiz ve gerekirse kavga etmekte bizim hakkımız sonuçta pisliğimizle ilgilenmesi gereken bir belediyemiz kavgalarımızla ilgilenmesi gerekende kolluk kuvvetlerimiz var. taşınmak ve buradan gitmek en basitinden taşınmak bu kadar kolay olsaydı kadıkoy ”sokak kültürüne” aşık arkadaşlarımız buraya taşınırlardı. son olarak hafta sonu şehrin uzak köşelerinden bostancı sahile inip çimen üstü mangal don gömlek denize girenleri aşağılayanların geceleri kadıkoy’de bu tarz bir eğlence anlayışına sahip olmaları ise ayrıca takdire şayanadır.

  23. bu tarz haberlerin altına yorum yapan KADROLU YAZAR SÜRÜSÜ sizin kaçınız kadıköyde oturuyor acaba? hep basmakalıp aynı şeyleri yazıp duruyosunuz. yok yurtdışından geldim orada daha fazla yasak var (afganistandan bahsediyor heralde muhterem), yok efendim şöyle böyle yapıyolar (sanki malkoçoğlu filimlerindeki bizanslıları tarif eder gibi aşırı abartılı şeyler)

    bu sırada faşizan yasakları savunmakla o kadar meşgul olunuyor ki mevzu bahis yasağın ne kadar akıldışı birşey olduğu unutuluyor. yukarıda biri YOĞURT ALAMADIM DEMİŞ, kadıköyde otursan zaten sen asıl bunun mağduriyetini yaşardın.

    evet yıllarca barlar sokağında oturdum. hem de farklı adreslerde farklı katlarda. giriş katında oturmuyosan gürültü sorun olmuyor bunu net söyleyebilirim. ertesi gün de sokaklar istanbulun en güzel sokaklarıdır siz pislik görmemişsiniz.

    bir eylem olduğu zaman oluşan gürültü ve pislik, maçlarda da oluyor. gürültü diyorsan evimin dibindeki camiden ya da okuldan başlayalım kaldırmaya ne dersin? birlikte yaşam TAHAMMÜL gerektirir.

    ayrıca sokak kültürü kadıköyde hep vardı 5 senedir falan değil. dersinize çalışmamışsınız. akmardan, modadan polis zoruyla kovarken gençleri barlar sokağına sıkışacaklarını da hesap etmeliydi gestapo. mağdur olan gençlerdir, muhabbet insanlarıdır. taa vandan kalkıp kutu toplamaya gelen gençleri bilmezsin sen oraya. ya da 10 küsür sene hapis yatmış adam çıkınca ilk kadıköye geliyor özlemişim diye oturuyor yanımıza. başka yerde olsa vebalı mumamelesi yapılacak insanlarla insan gibi muhabbetimizi ediyoruz. yol parası yoksa cebimizdeki bozukları paylaşıyoruz (geçmiş zaman tabi ama dilim varmadı -duk demeye)

    ben artık kadıköye gitmiyorum zaten bitmiş durumda. belki de dediğin gibi kadıköyün gerçek sakinlerini küstürmese idiniz başka yerlerden gelip densizilik ve gürültü yapanları eskiden olduğu gibi engellerdik

    • Şahsen ben de kırgınım.

      Bugüne kadar tek çöp bırakmadık ortada,
      genelde kilise civarındaydık, dağılırken tüm çöpleri toplar ve arkadaşlara da toplatırdım.

      Bir cam kumbarası konulmadı oraya da,
      bu yüzden cam şişeleri çöpün yanına bırakırdım.

      Hiçbir zaman apartman önünde başkalarını rahatsız edecek biçimde oturmadık.

      Bugüne kadar hiçbir şey yapılmadı diyenlerin de şuraya bakmasını tavsiye ederim: http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/kadikoy-barlar-sokaginda-polis-mudahalesi-haberi-59414

      Bir iki hafta önce çıkan kavga ertesinde de bir tane ambulansı Kadife Sokak > Dr. Esat Işık Cad. > Hacı Şükrü Sokak > İhsan Ünlüer Sokak ve sonunda yine Kadife Sokak olarak gezdirip durdular sırf gözdağı vermek için.

      Şimdi apartman önüne oturup şişe kıran üç beş kişi binlerce kişinin özgürlüğüne mâl oluyor…

  24. Bar olmayan yüzlerce sokak varken, neden bu sokakta oturmakta inat eder “huzur arayan” sakinler, anlamıyorum. o sokak olmaz, bu sokak olmaz! neresi olacak peki? insanlar ev alırken, tutarken nerede olduğuna bakar içinden dışından ziyade. Eğlenmeyi rahatsızlık vermek olarak algılayanlar cezalandırılmalı tabi ki, toplum huzurunu bozdukları için. Ama yıllardır “barlar sokağı” olarak bilinen bir sokakta, sessizlik isteyenler var diye de, binlerce insanın birkaç saat nefes alması engellenemez. o masalar gittiğinde, insanlar ellerinde içkileriyle dikilecekler bar önlerinde. o zaman da insanlar mı kaldırılacak? birilerinin “yanlış adres” seçimi bu noktaya gelmemeliydi. oysa söyleselerdi ben ev bakardım onlara suadiyeden, modadan…

    • Yanlis secim degil o insanlar yillardir orada oturuyorlardi bunu anlamak o kadar mi zor? Baskasi eglenicek diye birilerini yerlerinden evlerinden tasinmalarini istemek hangi mantik cercevesine sigar sen tasin diyorsan bizde gelme diyoruz gayet basit.

  25. Kadikoylu olmayi ispat etmek icin illaki dogum belgesini sifadan alip moda parkinda cocukluk fotograflari cikarmaya gerek oldugunu dusunmuyorum. Akmar her zaman vardi muhurdarin ara
    Sokaklari her zaman vardi ve sahildeki kayaliklarda halen mevcut. Bu fasizan yaklasimin sebebi VANDAL eglence anlayisindan. Sonuc itibariyle kadikoyde yasayanlar istanbulun diger semtlerinde yasayanlara gore oldukca hosgoruluy(du) ki bu haliyle siniri olan birsey. Kilisenin bahcesinden ne tur coplerin ciktigini siz bilemezsiniz her gece yasananlari siz bilemezsiniz her gun o sidik kokusuyla uyanmayi bilemezsiniz cunki sizin haftada 3 4 gun kulturel faaliyetlerde bulundugunuz yerde biz yasiyoruz. Ben eski havuz meydaninda oturuyorum ve yasanilan bu kadar problemden sonra acikcasi o kadar romantik dusuncelere dalamiyorum cunki ozellikle yazin uykuya dalmak imkansiz. Bakin burada bahsedilen kalabalik 3 5 10 degil yazin hafta ici minimum 50 hafta sonu 200e yakin kalabalik sabah 5e kadar bagirip cagirmakta bir mahsur gormemekte. Sonuc itibariyle nasil ki gelen insanlar orada istedikleri gibi hareket etme ozgurlukleri oldugunu dusunuyorsa cevre sakinleride bu konuda gerekli sikayetleri yapma ve yaptirimlari bekleme hakkina sahiptir. Bunu kadrolu yazarlar surusu olarak degil kadikoy sakini olarak yaziyorum. Ne yazik ki sacma sapan yasaklar fahis vergi uygulariyla ickiyi ve icki icmeyi bu kadar kotu insanlari hakli cikartiyorsunuz

    • Luke arkadaşım konuyu tespitlerinle çok net açıklıyorsun ve gerçekten de komşu olduğuma sevindim seninle. Havuzlu meydanın oradaki ağaçların tuvalet olduğunu yazdım itiraz geldi, gerekçesi de hiç bir kapatma işlevi yokmuş bu ağaçların yalan söylüyormuşum insanlar işiyor diye; yani bu şu demek ağaçlar daha sık olsa büyüğünü de yapacak vatandaş neden çünkü bu onlara göre hak, Nasıl bir bencilliktir ki bu bizlere semtin gerçek sahiplerine beğenmiyorsanız taşının deme cüretini gösterebiliyor. O ahkam kestiğiniz meydanda & sokaklarda bizim ömrümüz geçiyor, sizler gibi misafir değil ev sahibiyiz mahallemizin. Bu uygulama yüzünden birileri mağdursa o da en çok biziz uyanın artık; kapatılan da bizim mahallemizin tekel büfeleridir. Ancak şaşırmamak lazım, ağzıyla içmeyi bilmeyip & burada insanlar da yaşıyor bizi çekmek, çöplerimize, sidiklerimize, kusmuklarımıza & arkamızda bıraktığımız pisliklere katlanmak zorunda değilller demeyi bilmeyenlerin düzgün yazmayı da beceremeyeceklerini yıllar bize gösterdi. Sizi temin ederim aynı haltı bizler gelip sizin pencerenizin & apartmanınızın önünde, hatta biraz daha uzaklaşalım semtinizde, mahallenizde yesek sizler de bizim hislerimizi biraz paylaşır, hak payımızı görürdünüz çünkü çağdaş insan olmak bunu gerektirir.

  26. Çözüm barları kapatmak değil, yaygınlaştırmak. İngilitere’de her sokak başında bar(veya cafe) gibi insanların sosyalleşebileceği mekanlar var, böylece bütün insanlar şehrin belli bir bölgesine toplanmıyor. İstanbul’da ise Kadıköy dışında az yerde içkili mekan olması nedeniyle insanlar da kaçınılmaz olarak Kadıköy’e yığılıyor. Orada yaşamaya çalışan insanlar da bundan rahatsız oluyor. Toplumsal bir sorunun sonucuna Kadıkıöylüler veya oraya içmeye gelenler katlanmak zorunda kalıyor.

  27. Barlar 17 yıldır.. Bu sokağın halkı ise 40 yıldan fazladır burada..

    Yanlış yer seçimini yapan sokak halkı derken biraz bilgili olmak lazım..

    Kendi kapının önünde yapamadıklarını, başkalarının kapısının önünde yapmak bir özgürlük değildir.
    Sokakta, halkı korumak için yapılan düzenlemeleri siyasi malzeme yapabilmek için içki yasağı diye lanse etmek ise çok büyük bir ayıptır.

    Sorun bu kadar yoğun yerleşimin olduğu yerden barlar sokağı yapılmaya çalışılmasıdır.

    Belediye tabi ki sokakta yaşayan halkın yanında olacaktır ve son zamanlarda olmaktadır.

    1 gecelik eğlencemiz var, onu da çok mu gördünüz demek tam bir ajitasyondur.
    17 yıldır herkes gelip 1 gece eğlenip gidiyor.. Unutulan şey, bizler burada sabitiz.. Her gece sabahlara kadar birilerinin 1 gecelik eğlencesi bitse de artık uyusak, ertesi sabah işe gideceğiz diye bekliyoruz.

    Gece sokağa çıkmaya çalışırken, apartmanımızın içini yatak odaları zannedip sevişen çiftler buluyoruz.

    Sabah kapıdan koca bir kusmuğun üzerinden atlayarak ve kesif bir sidik kokusunun içinden geçerek çıkıyoruz.

    1 gecelik eğlencenin bedeli,çevre sokaklar dahil yüzlerce ailenin hayatını 17 yıldır kabusa çevirmek midir?

    Barlar sokağı olamayacak bir yerden barlar sokağı yapmaya çalışmanın sonuçlarıdır bunlar..

    Olan ne içki düşmanlığı ne de bu tip bir tepkidir.

    Biz kendi evimizde rakı sofrası kurduğumuzda, kapının önündeki gürültüden masada biribirimizi duyamıyoruz..Bizim haklarımız ne oldu?

    Öncelik, 1 gece eğlenmek isteyenin midir? Orada yaşamaya çalışanın mı?..

  28. Demokrasinin beşiği olduğu söylenen İsveç’te sokakta içki içerken polise yakalanırsanız bir gece nezarette misafir edilirsiniz ve sabahleyin de yüklü bir konaklama ücreti alırlar.Nereden mi biliyorum 30 yıl orada yaşadım

    • Haklısınız. Çoğu Amerikan eyaletlerinde sokakta içki içmek yasak. Polis ceza yazabilir yetkisi var içki içip toplumu rahatsız edenlere
      *10 yıl orada yaşadım.

  29. Oooo ne güzel. İnsanların tuvalet ihtiyaçlarını yer yok hemen karşılayalım ya da demek ki insanların böyle eğlenecek bir yere ihtiyaçları var, hemen gerekeni yapalım demek yerine, büfeleri erken kapatalım diye karar alan ve bunu son derece normalmiş gibi savunan bir başkanımız var. Başkanım bence hemen bu yazınızı kaldırın biraz komik oluyor, öyle değil mi sizce?

    • Yazık, o kadar dert anlattık; adam hâlen “demek insanların böyle eğlenecek yere ihtiyacı var, gerekeni yapalım, tuvalet koyalım demiyorlar” diyebilenler var. Benim hastam, gece yarısı bunun canı içki içip serserilik etmek istiyor diye uykusuz kalacak. Neden? Leslie Can Tuzcuoğlu öyle istiyor çünkü; gerekirse bütün Kadife Sokak sakinleri taciz edilebilir. Paşam eğlenecek, içecek, kusacak, gürültü edecek – af buyrunuz, def-i hâcet giderecek. Bir o eksikti; tabii, onu da belediye nasıl düşünemedi? Bütün bunların olması da ona göre son derece doğal, olmaması abes. Anlayışsızlığın bu kadarına ancak pes denir. Zira söz anlatmanın olanağı olmuyor bazı insanlara.

      • içmesini beceremeyip çevresine rahatsızlık veren, etrafı kirleten insanların çozümünü tekel bayileri saat 10’da kapattırmak olarak goren nefis bir mantığa sahipsin. alkol tüketiminden tek anladığınızın kavga etmek, kusmak, işemek olduğunun ne zaman farkına varacaksınız? demek ki siz ne zaman alkol alsanız bu şekilde davrandınız. siz belki hiç yapmadınız ama kusmadan, kavga etmeden, gürültü yapmadan da içilebiliyor. bunları yapanlara da verilebilecek bireysel cezalarla caydırmak mümkün. siz bu düşünce biçiminizi nereden kaptıysanız oraya geri donün. kenti kentliye bırakın.

  30. Kadıköy’de içki yasağı konulmayacağını demokrat olan herkes bilir, yanlız Başbakan bilmek istemez! O nedenle Afyon’da Vali tarafından konulan içki yasağı ayıbını örtmek adına, bir duyum aldım diyerek Kadıköy Bel. içki yasağı koydu dedi. CNN’deki söyleşide. Kara propaganda yı Başbakan her zaman yapıyor..

  31. Sokağımızdaki tartışmada bar yanlıları başlangıçta konuyu laikler ile şeriatçılar sürtüşmesi gibi tanıtarak saptırdılar. Bir süre de başarılı da oldular. Kendini laik olarak tarif eden kesimler, için için hak verdikleri halde, aman bize şeriatçı denecek korkusuyla topa girmediler. En zor aşılan engel bu oldu. 17 sene sonra nihayet konunun kentleşme konusundaki hatalı kararlardan kaynaklandığı anlaşıldı. Şimdi de ise başka bir saptırma yapılıyor. Tartışma sokakta içki içilir mi içilmez mi? sorusuna hapsediliyor. Yanlış, bizi bugünlere getiren gelişmeyi başlatan yoğun konut alanına eğlence yeri ruhsatlarının verilmesidir. Tabi ki kentin içinde –taa dışında falan değil— insanların özgürce eğlenebileceği çeşitli tür eğlence yerleri olmalıdır. Buralarda içki içilebilir sokaklar da olabilir. Buna kimsenin itirazı olamaz, ancak bu yerler yoğun konut alanında olamazlar. Kent planlamacıları kentin işlevsel, estetik yerleşmesi ve oluşumuyla bunun için uğraşır. Herkesin hukukunu korumak birlikte daha nutlu olabilmek için. Kentli olmak, kent nimetlerinden önce üretip sonra da yararlanarak, birlikte yaşamayı becermektir. Kentlilik, kentine, birlikte hayattan daha büyük zevkler almak yolunda gelişmeler üretip sahip çıkmaktır. Yoksa yaşanılan yer yaşanılamaz hale gelince kadar orayı tüketip sonra da terk etmek, başka yere taşınmak kent toplumu kültürü değil, göçebe toplum kültürüdür. 40 seneyi aşkın sokağımızda oturanlara bu sokağın kültürü var diye akıl öğretmek, barsız sokak mı yok, oraya taşının demek, hangi kültürün ürünüdür. Burası kent, dağbaşı değil. Ağır tacizin devamıyla birleştiğinde bu “taşının buradan” sözü bir tebliğe ve açık bir tehdide dönüşmektedir. Anlaşılan sokak sakinlerinin buradan kaçırılmasına çalışılmaktadır. Benin sokağıma geleceksin, konut olarak yaşanılamaz hale getireceksin, “bu benim özgürlüğümdür, rahatsız oluyorsan sen çek git, özgürlüklere saygı göstermeyen ne geri şeysin” diyeceksin. Ağzlarından böyle sözler çıkanlar fikren nerelere savrulduklarına dikkat etsinler… Gelip bile bile, yoğun ve ısrarlı şikayetlere rağmen tacize devam edip, taşının buradan demek açıkça bir suçtur. Niyeti açık seçik beyan edilmiş bir gelişmeyle karşı karşıyayız. SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ!

  32. haydarpaşa garı elden giderken susan çok sevgili kadıköy ahalisi 10 20 tane gence bu kadar kafayı takmış ha.. bravo

    • Utanma asıl sende yok herhalde. 17 senedir hayatımızın cehenneme çevrilmesinden bahsediyoruz; adam “20 tane gence kafayı takmışlar” diyor. Yahu sende okuduğunu anlama kabiliyeti mi eksiktir? Şurada uzun uzun yazdık, anlattık, nasıl taciz edildiğimizden bahsettik. Bu durumla ilgili en ufak bir duygudaşlık hissetmeyen birisi, ya barcıların buradaki temsilcisidir, ya bu işle ilgili bir çıkarı vardır, ya da bildiğin kafasızdır. Çok merak ediyorsan söyleyeyim; Haydarpaşa Garı senin tabirinle “elden giderken” de biz sesimizi çıkardık. Bilip bilmeden konuşunca insan, aynen senin gibi herkesi kendine güldürür, alay konusu olur. Laf etmiş olmak için laf etmenin sonu bu işte.

    • Ayrıca, Kadife Sokak’taki durum ile ilgili, muarız pozisyonda olanların, tek bir tutarlı söz edemediğini de görmüş oluyoruz. İtirazların en garibanca olanı “Haydarpaşa elden giderken ses çıkarmadınız” gibi ilgisiz, alakasız bir noktadan yapılıyor. Bunu yazan muhtemelen genç, toy ve Kadıköy’de oturmadığını sandığım arkadaş da, tartışmak nedir bilmediği için, bize saldırmanın en iyi yolunun, Kadife Sokak’taki durumla ilgisiz olan Haydarpaşa Garı örneğinden verilebileceğini sanmış. Halbuki biz gar ile ilgili olarak da vaktiyle çok eylem yaptık, sesimizi çıkardık. Böyle toy arkadaşların kafasında, herhalde şöyle bir denklem kurulmuş: bizim Kadife Sokak’ta huzur ve sessizlik istiyor olmamız = Barların buradan gitmesini istememiz = Bizim içki düşmanı oluşumuz = Bizim AKP’li, ağzı köpürmüş şeriatçılar oluşumuz = Bu yüzden de Haydarpaşa Garı elden giderken ses çıkarmayıp, sevinçten göbek atışımız. Böyle denklemleri kuran toy çocuklara öğüdüm, içkiyi ağzınızla için bir zahmet. Sonra buralara komik hallere düşüyorsunuz, üzülüyoruz.

      • sadece hiçbir derde derman sağlamayan, üstüne yeni dertler yaratan bu yasağa destek olanları kadıkoylü, yasakçılığa karşı olan ve insan haklarını ihlal eden bu yasağa itiraz eden insanları kadıkoy dışında oturuyor ilan eden müthiş mantığın karşısında eğilmekten başva bir şey yapamıyorum. herhalde muhtarı falansın buraların. seninle birebir gorüşmek, gerçekte nerede yaşadığını oğrenmek isterim. iddia ederim kadife sokak’a benden daha uzak oturuyorsundur. var mı cesaretin?

  33. Bu noktada sokak sakinlerinin ve belediyenin dusunmesi gereken yasagin etkili olup olmadigidir. Bir sokak ileride yasayan biri olarak sunu soyleyebilirim ki insanlar Kadife sk. ve meydanda icmeye devam ediyor. Hem de tekeller kapandiktan saatler sonra bile. Kadife Sk. Istanbul gercegini yansitiyor. Sehrimizde maalesef yeteri kadar acik hava alan yok. Her yer AVM’lere ve pahali barlara donusurken, insanlarin acik havada vakit gecirmek istemesi cok dogal. Gorulen o ki, yasak bunu engelleyemeyecek. Belediye mahalleliyi rahatlabilmek adina boyle bir cozum getirmis olsa bile, bu cozumun ise yaramayacagini anliyoruz. Evet sokakta icenler her zaman kamusal alani kullaniyor olmalarinin sorumlulugunu almiyor ama unutmamaliyiz ki bu sokaklar sadece bar ve mulk sahiplerine ait degil, hepimizin ortak mali. Tek cozum acik alanlarin ve parklarin arttirilmasi, belediyenin egitimli ve sivil devriyelerle mahallelinin ve sokakta icenlerin guvenligini saglamasi.

  34. Yeni duzenlemeyi karsi olsam da “mahalleli rahatsizsa buradan tasinsin” mantiginin cok yanlis ve tehlikeli oldugunu dusunuyorum. Zaten hukumetin uzun suredir yapmaya calistigi sey icki icilen yerleri ayirmak, sehirlerin dislarina tasimak. Konut yeri/eglence yeri sinirini cizmek en basta sokaklarda icmek isteyenlere zarar verir.

    • Halen Kadife Sokak ve çevresinde, hafta sonlarında, belli ki özel bir organizasyonla bir tür terör estiriliyor ve sakinlere “Nee?? Demek halinizden şikayet edersiniz, ha! Görün o zaman!” deniliyor. Böylece hem belediyenin tedbirleri sözümona boşa çıkarılmış , hem de mahalleliye ağzının payı verilmiş oluyor. Ancak, bu tutumun bir faydası olacağını sanmıyorum. Çünkü:

      1. Göçebeler, kaba kuvvetle yerleşikleri sindirdiklerini ve onlara boyun eğdirdiklerini sansalar da, tarihte her zaman yerleşiklik göçebeliğe galip gelmiştir, çünkü daha yüksek bir kültürün temsilcisidir.

      2. “Siz bize vız gelirsiniz, biz kapılarınızın önünde sabaha kadar ne istersek yaparız,” diyenlerin kendileri de, aslında için için yaptıklarının doğru olmadığını, sokak sakinlerinin haklı olduğunu bilmektedirler. Mücadeleleri de haklı olanlar kazanır. Bu yüzden onları duruşlarını gözden geçirmeye ve yaptıklarını sorgulamaya davet ediyorum.

      Öte yandan, nihai çözümün barların taşınmasından geçtiğini savunuyorum, ama asla şehir dışına değil. Barlar, hakları korunarak, yine Kadıköy merkezde, ulaşım olanakları gelişkin ancak konutlarla içiçe olmayan yerlere taşınmalıdır. Haydarpaşa Port projesi veya İBB’nin AVM yapmak istediği eski Salı pazarı, bu anlamda geniş olanaklar sunabilir. Keza tarihi Çarşı veya Çilek Sokak da öyle. Tabii başka yerler de olabilir. Barcılara önerim, mahalleliyle zıtlaşmak ve onları sindirmeye çalışmak yerine, bu tür seçenekleri gündemlerine almaya başlamalarıdır.

      • tekrar söylüyorum dişini ancak 10 20 tane barış ve huzur dolu gence geçirebilen, hatta onları terörist ilan eden, elinden gelse kadıköyde sıkı yönetim isteyecek kitle, asıl sorun sizsiniz. yorumları okuyan da birşey var zannedecek. doğma büyüme kadıköylüyüm, müthiş abartıyosunuz. hatta bu kurmaca yeteneğinizi roman yazmakta falan kullansanız türk edebiyatına katkınız olur. ancak faşizm böyle bir hastalık işte, önce bulaşan kişiyi, sonra çevresini kurutmaya başlar..

        bu yorum muhtemelen yayınlanmayacak ama bir daha chpye de oy yok, enayilik etmişiz. akp en azından açık açık yapıyor despotizmi saçma sapan şehir efsaneleri uydurup gençleri canavarlaşmış günah keçisi ilan etmiyor. bence bu utanılması gereken bir olgudur. daha önceki yayınlanmayan gönderimde söyledim içki satışı olmayan semtlerden kadıköye göç var GÜRÜLTÜDEN KAÇMAK İÇİN. biz sanki uzayda yaşıyoruz yani bilmesek yutucaz yazdıklarınızı. yazık..

  35. Devlet sokağımızda huzuru sağlamaktan aciz midir? Taciz pervasızca sürmektedir. Ne kamu otoritesinin tedbirleri, ne sokak sakini insanların feryadı bu insanlıktan yoksun güruhu durduramamaktadır. Marifet yapar gibi, gerçekten şerefli bir mücadele yapar gibi, inatla, herhalde bir kampanyanın uygulayıcısı olarak, utanılası eylemlerine, sokağımızı işgale, huzurumuzu tahribe devam etmektedirler. Nedir ve kimedir bu meydan okuyuş? Devlet bizi kendisini özgürlük savunucusu sanan bu barbarların istilasından ne zaman kurtaracak? Savcılar nerede?

  36. bu kadar anlatılan olaylara bu kadar haklı şikayetlere rağmen halen insanların 20 30 kişiye karşı tahammülsüzlük, arada sırada yaşanan münferit olaylar , alkol düşmanları şeriat yanlıları diye çığırtkanlık yapıp ortalarda dolanması konunun muhatap taraflarının ne kadar dengesiz olduğunu gösteriyor. kaldı ki kadıköy’de ve moda çevresinde açık alan eksikliğinden bahsetmek ve bunun üzerinden belediyecilik oynamak sözde kadıköy sokak kültürü savunucularının maalesef ki zeka seviyelerini ortaya koymakta ve biz kadıköylülerin uzlaşma umutlarını ortadan kaldırmaktadır. istanbul haritasına bakabilen herkes rahatlıkla görebilir ki kadıköy neredeyse bir yarımada şeklindedir ki buna istinaden sahildeki parklarımız pek ala açık hava olarak kullanılabilir. bu yasaktan sonra değişen sadece yerleşik kadıköylülerin senelerdir komşuluk içerisinde olduğu tekel bayileri ve bakkaların kapatılması ve işlerinden olmaları düşünülsede halen kadife sokak ve moda meydan çevresinde bazı tekel bayileri el altından yasak saati sonrasında bile satışlarını sürdürmeleridir ki bununla ilgilide yakın zamanda bir çalışma yapılacağına inanıyorum.

  37. Barlar yıllarca sokağımızda geç vakitlere kadar, bütün şikayetlere rağmen, fütursuzca, saygısızca yüksek sesli müzik yayını yapmışlar, sokağımızda asayişin bozulmasına sebep olmuşlardır. Sokağımızda cinayetler işlenmiş, sayısız yaralama, galiz küfürlü uzun, büyük kavgalar olmuştur… Barlar, şimdi vurgulanan sokakta içki içenler güruhlaşmamışken de bize hayatı zehrediyordu. Barcılar ve yanlıları, içinde bulunduğumuz tartışma ortamından uyanıkça yararlanarak, sanki kabahat sadece sokakta içenlerdeymiş gibi bir hava estirmek kurnazlığındalar. Son zamanlarda sokakta içki içenlerin artması rezaletin üzerine tüğ diktmiştir kabul ama, başlangıçtan beri zaten barlardan içki alıp sokakta içen gürültülü bir yığın insan vardı. Barcılar için sorun sokaktakilerin içkiyi kendilerinden değil de bayilerden alamaya başlamasından sonra çıktı. Şimdi bizimle aynı saftaymış numarası yapıp yutturmaya çalışıyorlar; tabii bize değil, bizi çoktan kaybettiler; özgürlük mücadelesi yaptığını sananlara ve kamu oyuna… Biz yıllarca bu barların geç vakitlere kadar süren gürültüsü ve haklarımıza saygısızlığına karşı mücadele ettik. Tabi barlar aslında barlıklarını yapıyorlardı, burada olmamaları gerekiyordu. Peki yoğun konut alanı içinde bu barlara kimler ruhsat vermiştir ?? Nasıl vermiştir ?? Veren kamu otoritesi düşüncesizce ve açıkça insan haklarını çiğnemişdir, suçludur. Çok uzun yıllardır sokak sakinleri ağır bir taciz altındadır. Üstelik şimdi, hala nasıl olup da yılıp buradan kaçmadığımıza şaşan bizi, evimizi barkımızı satıp taşınmadığımız için suçlayan “özgürlük savaşçıları” da peydah oldu. Herkesi saduyuya konu üzerinde düşünmeye davet ediyoruz.

    • YAZI UZUN, KADIKÖYDE YAŞAYAN İÇMEYİ SEVEN, BARLAR SOKAĞININ YANINDA OTURAN YASAKLARA KARŞI birinin söylemi diye bakıp , dilerseniz yasa maddelerini hızlıca geçip bir okuyun ve de fikir beyan eyleyin derim 🙂 Saygıyla
      İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik

      Resmi Gazete: 10 Ağustos 2005 – 25902
      Md 4g) Umuma açık istirahat ve eğlence yeri: Kişilerin tek tek veya toplu olarak eğlenmesi, dinlenmesi veya konaklaması için açılan otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri; gazino, pavyon, meyhane, bar, birahane, içkili lokanta, taverna ve benzeri içkili yerler; sinema, kahvehane ve kıraathaneler; kumar ve kazanç kastı olmamak şartıyla adı ne olursa olsun bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun alet ve makinelerinin, video ve televizyon oyunlarının içerisinde bulunduğu elektronik oyun yerleri; (Değişik ibare:13.4.2007-26492) “internet salonları”[2], lunaparklar, sirkler ve benzeri yerleri,
      Md 5b) b) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına giren gayrimenkullerin, tapu kütüğünde mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve benzeri eğlence ve toplantı yerleri; fırın, lokanta, pastane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri; imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi işyerlerinin açılması hususunda KAT MALİKLERİNİN OY BİRLİĞİ İLE KARAR ALMASI
      Tapuda iş yeri olarak görünen yerlerde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri açılması durumunda yönetim planında aksine bir hüküm yoksa, KAT MALİKLERİNİN OY ÇOKLUĞU ile aldığı kararın bulunması,
      DÖRDÜNCÜ KISIM

      Umuma Açık İstirahat ve Eğlence Yerleri
      BİRİNCİ BÖLÜM

      İçkili Yer Bölgesi

      İçkili yer bölgesinin tespiti

      Madde 29- İçkili yer bölgesi, mülkî idare amirinin genel güvenlik ve asayiş durumu hakkındaki görüşü doğrultusunda belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediye meclisi, bu sınırlar dışında il genel meclisi tarafından tespit edilir.

      İçkili yer bölgesi haricinde içkili yer açılamaz.
      İşin yasal bölümü bu 🙂 dolayısıyla kadife sokak ya da Osmancık sokakta barların açılabilmesinin ilk ve temel yolu kat maliklerinin tümünün onayına gereksinme duyduğu. en kötü olasılıkla da daha önce işyeri olmasına oybirliğiyle izin verdikleri yerin , bara dönüşmesi için oyçokluğuyla karar vermiş olmaları gerektiği.

      Dolayısıyla bir akşam yediğin hurmalar sabah mideni tırmalar durumu var. 😉
      Ama nalıncı keseri gibi tek yanlı yontmamak adına, evinin yan sokağındaki ikinci barlar sokağından gelen gürültüleri ve hatta ses düzeyinin yüksekliği nedeniyle şikayette bulunduğum zamanları da anımsayarak işe diğer bir açıdan bakmakta da yarar var.
      O mekanların bulundukları binalarda değilde yakın çevrede yaşayan insanlar olarak, ertesi sabah işe gideceğiniz , hastanızın ya da çocuğunuzun , gürültülerden sıçradığı , kahkahaların, çığlıkların, kavga, döğüş , cam kırılma seslerinin sürekli rahatsızlık verdiği, evinize giriş çıkışta alkol seviyesi muhtelif oranda insanlarla muhatap olduğunuz, güne günaydın derken kapı çıkışında, sidik, kusmuk, alkol kokusuyla buluştuğunuz bir mekanda yaşamak zorunda bırakılmak. Haklılar.
      Nasrettin Hoca misali , hükümetin alkol , sigara v.s. konusundaki yükselen vergi oranları v.s. nedeniyle getirdiği noktada , bir akşam bir barda içmek için ödenecek parayla onlarca akşamı geçirebilme şansı olan gençler de haklılar.
      Haksızlık sanırım tam da şurada ; ağzınla içmeyi bilememek, kendi özgürlük alanını başkalarının özgürlük alanına taşmanın ötesinde , o alanı yok sayacak hale getirmekte.
      Bunu önlemenin yolu , içki satışını yasaklamak mıdır ? bu tartışılır. Belli bir alanda yasaklanıyorsa, yasak olmayan alandan alır gelirsin, alkolün belli bir seviyesinde içmeye devam etme arzusu içen herkesin bildiği birşeydir , ilim çinde olsa gidip almaya üşenir de insan, seri hoş olmuşsa yasaklı alanın ötesinden alır gelir .
      Yasağı satanlara koymak yerine ;
      kamu düzenini bozan davranışları sergileyenlere yönelik yaptırımları uygulayabilecek nicelik ve niteliklere sahip önlemlerin alınmasıdır.
      Dip not: konuyu araştırırken, bu konunun sadece Kadıköy Belediyesi ile bağlantılı olmadığını gördüm.
      Görünen odur ki , böl , parçala yönet sistemi, bir kez daha farklı bir biçimde karşımızdadır.
      ÖZETLE: Komplo teorimi hoşgörün , sonuca ulaşmak için her yol meşrudur diyen Machiavellinin yolundan gidenler önce karmaşa yaratarak , sonra çözüm diye dayatarak bizi belli bir yere doğru götürmektedir.
      KADIKÖY SON KALELERDEN BİRİDİR. BİRBİRİMİZE DÜŞMEK YERİNE BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETMEK OLMALIDIR TAVRIMIZ.

  38. bilgisayarımdan yazılmış bu yorumu nasıl olsa yayınlamayacağınızı düşünüyorum. biraz fazla olmuş ancak burada yaşayanların bu yasaktan dolayı ne kadar mağdur olduklarını anlayabilirsiniz buradan. arkadaşım ve komşum ciddi ciddi selami oztürk isminden tiksinmekte artık. burada hatırı sayılır bir çevresi de var kendisinin. hayali abartı bahanelere dayandırarak uyguladığınız saçma sapan anti-demokratik karar yüzünden partiniz bir ilçeyi kaybedebilir. bu sayfada ne kadar buralı olduğu tartışılan yandaşlarınızın yorumlarını yayınlayıp onlara yanıt veren, iftiralarını çürüten mantıklı insanları sansürlemeniz de ayrıca bir antipati sebebi. burada yasağa karşı çıkan insanlar ortalığa sıçan kusan camları indiren vandal magandalar gibi yansıtılmaya çalışılmış bu artık ülkede sıkça rastlanan belirli bir zeka seviyesinin üzerine ne yazık ki çıkamayan yandaşlar tarafından. kimse elalemin evine kusmayı savunmuyor. ama binde 2 olan bir olayı bahane ederek boyle bir karar alamazsınız diyoruz. bunun çozümü bu değildir diyoruz. adam takmış “vay sen benim evime mi kusmak istiyorsun” diye tutturmuş gidiyor. mahalleli asıl şimdi mağdurdur. kimse gündüz vakti evinde alkol almıyor, gece alıyor. geceleri tekelleri faşistçe kapattırmak ancak ak parti zihniyetine yakışır. hala burada utanmadan hakkında zerre kadar bilgisi olmadığı bariz olduğu büyükçe bir kesimi “insanlıktan yoksun güruh” diye tanımlayan hadsizleri yayınlıyorsunuz. biraz sağduyulu olun, demokratik olun. b

    • Çocuğum, “binde 2 olan bir olay” filan değil; her gece olan bir durumdan bahsediyoruz. 17 senedir evimin önüne kusuyorsun, elbette “vay sen benim evime kusuyorsun” diyeceğim. Ne diyecektim? Kadfe Sokak senin arka bahçen mi? Sen içip ortalığı dağıtacaksın diye ben uykumdan mı olayım? Git, kendi kapının önünde iç. Önce de kendin demokratik olmayı dene, başkalarına verecek akıl sonra gelsin. Büyümüş de küçülmüş, “hadsiz” diyecek kadar da boyu uzamış.

      • beyefendi, ben senin çocuğun falan değilim. bu bir. hayatımda hiç sokak ortasına kusmadım bu da iki. başkalarını sırf yaşı daha küçük diye aşağılayacak seviyeye düşmüşsün, hala daha burada hak mak savunduğunu zannediyorsun. senin gibilerin zihniyeti şu anda iktidardaki belanın sebebi zaten. seninle ve senin gibilerle karşılıklı oturup herhangi bir konuda mantık çerçevesinde bir tartışma yapılamayacağını bir kere daha kanıtladın tebrik ederim. 55 kere yazdık, kimse sokak arasına kusmak ozgürlüktür demiyor, bunun çozümü bu değildir diyoruz diye, hala daha evime kusuyosun diye zırvalıyorsun. umarım bir gün senin de normal karşıladığın bir şey onu normal karşılamay6anların çoğunluğuyla yasaklanır da eziyet çekersin. acıdan kıvranırsın.

  39. Vandal ve cahil oldugunuz kadar. Aklinizda kit. Halen kendinize gore olan eglence anlayisinizi bizim huzurumuza karsi elzem bir ihtiyac olarak goruyorsunuz. Dahasida aklinizin yettigince kadikoy belediyesini buradan secim kaybetmekle tehdit ediyorsunuz. Ortalikta bu kadar reziillik icinde yasayanlarin kaci kadikoyde yasiyor ki oy vermemekle ustu kapali tehdit ediyorsunuz. Kadikoyde yasiyor olsaydiniz yasananlari munferit olarak gostermeye calisip kendinizi komik duruma dusurup belediyeyi oy tehditiyle geri adim atmaya zorlayabileceginizi dusunmezdiniz. O kadar saygisiz ve korsunuz ki yasanilan bu olaylar istanbulun baska bir semtinde olsaydi ki bu durumla ilgili bircok ornek mevcut cevre halkinin tepkilerinin ne kadar farkli olabilecegini dusunurdunuz. Biz cevre halki olarak gayet medeni bir sekilde yasal haklarimizi kullanarak dilekcemizi verdik ve sikayette bulunduk. Ama siz olayi barlarla isbirlikci ve alkol karsiti cevre sakinleri olarak gormeye devam edebilirsiniz sanki kadikoyluler asiri muhafazakar ve icki dusmani gibi biraz siz keyfinizden feragat edip biralarinizi biraz sicak sahilde icseydiniz bu olaylar bu noktaya gelmezdi.

    • faşist ve cahil olduğunuz kadar beyinsizsiniz. bu yasağın olduğunu iddia ettiğiniz sorunları çozeceğini, başka sorunlar yaratmayacağını zannetmek için herhalde mongol embesil falan olmak lazım. burada 8764393 satır yazılar doşenip insanlara saldırıp kendinizi mağdur gostermeye çalışmışsınız, sanki tek kadıkoylü sizsiniz gibi. en az sizin vadar kadıkoylü insanlar da bu yasaktan şikayet etmekte bunu hiç düşünebiliyor mu o muhteşem beyniniz? gürültü, pislik, bu gibi sorunları çozmek için bulabildiğiniz çozüm bu mu? insanlar gofret manyağı olup sabahlara kadar sokaklarda gofret yese, paketlerini sokaklara atsa bu sefer de bakkalları yasaklatmaya mı çalışacaksınız? etrafı kirleten, rahatsız eden kimse ona ceza uygulanır, bunu anlamak çocuk için bile basittir. aksini savunmak için psikolojik sorunlara sahip olmak gerekir.

      • Vah vah… Yazarken kendini tutamayıp kor gibi alev alan, kendi kendine köpüren bir genç ile daha karşı karşıyayız. Mongollar, embesiller, cahiller gibi şeylere hiç takılmadan devam ediyoruz. Bu ve bunun gibiler anlamamakta güçlük çekiyorlar sanırım, bir daha, bir daha ve kafalarına girinceye kadar bir daha söyleyelim: çocuğum, heyecanlı evladım, burası konut alanı. Burada bar olamaz. Anlayamadın mı hâlâ? Ceza kesmekten filan bahsediyor velet. İnsanın söyleyecek sözü olmayınca, zayıf ve ezgin olunca tek yapabildiği saldırmak ve hakaret etmektir; bu klavye ergenlerinin elinden gelen de bu zaten. Hiç boşuna yırtınma genç, burası sizin içme, ortalığı pisletme alanınız olmayacak. Sevgiler.

        Not: “… en az sizin kadar Kadıköylü…” bu ifadeye bayıldım. Bunun dereceleri var herhalde; % 13 Kadıköylü, % 34 Kadıköylü, % 49 Kadıköylü… Kadife Sokak’ta bira içip, şişeyi de yere atınca, evlerin önüne kusup işeyince, bir de yan gruptaki kızlara yavşayınca % 60 Kadıköylü mü oluyorsun yavrum? Haydi bir anlat amcana.

      • eser danişçiğim, onuruna yediremediğin sıfatlara maruz kalınca konuyu”köpüren genç” diye savuşturmaya çalışmana bayıldım dayı. yazdığım şeylere karşı savunduğun tek argüman “burası konut alanı ondan ben haklıyım.” gerçekten savunduğun gibi yaşını başını aldıysan artık küflenmiş, demokrasi karşıtı beynini de alıp bizden daha önce toprağa gireceğin için sevinçten uçuyorum. şu anda bu ülke sizin gibi akıl mantıktan nasibini almamış laftan anlamayan tiplerin ülkesi olabilir, sizin kurallarınızla yönetiliyor olabilir. ama bir gün sizin de sonunuz gelecek bunu unutma. gerçi senin ömür yetmeyebilir o yüzden sen coş coşabildiğince. sana katılmayanları aşağıla, karşılık alırsan bir anda olgun ayağına yat, yine aynı şekilde karşılık falan ver, yap istediğini. verdiğim örneklere cevap olarak pek bir fikir beyan edemediğini gördüğüm için bir daha burada durumla ilgili açıklama yapma gereği duymuyorum. duvardan seker gibi geri geliyor zira.

        not: senin gibi zoruna gidince gençleri sırf genç oldukları için aşağılama kartına oynayanları çok gördüm, zamanında ben de cevaben yaşlandıkça gelen bunamadan saldırdım ama sonra hiç lüzum olmadığına kanaat getirdim. o yüzden tek yaptığım gülmek senin gibilere. senin seviyene düşmeyi göze alamıyorum, kolum bacağım kırılır buradan oraya düşünce.

  40. açıkcası geniş topraklı bazı ülkelerin kırsal ve dağlık kesimlerindeki kapalı toplum yapısına sahip, aile içi evlilikler sonucu genetik açıdan dejenere olmuş, paylaşılmış psikoz ve histeri içerisinde kendi tarikatını oluşturmuş küçük kasaba sakinlerini andırıyosunuz KADIKÖYLÜden çok.

    KADIKÖY anadolu yakasının eğlence merkezidir. o zaman stadı da kapattırın, alışveriş yerlerini de, balıkçı köyü gibi yaşarsınız. hayır millete salak falan diyosunuz ama yasakların bu tarz şeyleri engellemeyeceğini kestiremiyosunuz, eğitim seviyenizden de şüpheliyim.

    • Kadıköy ne zamandan beri eğlence merkezidir tartışılır.kaldı ki farz edelim eğlence merkezi değil ki sizin gibi sığırların rahatça işeyip kusabileceği sabaha kadar bağarıcağı bir ahır hiç değil. bende burada sokakta eğlenmeye gelenlerin tuvalet eğitiminden şüpheliyim

    • Bravo. İlk paragraftaki tespit yapma sevdası ve bununla birleşen seçkinci gözükme havası, “kadıköy kadıköy” isimli kullanıcıyı iyice komik hâle düşürüyor. Acı olan şu tabii; aklı başında savlar ortaya koymayı deneyebilecekken, böylesi seviyesiz ve gülünç (dağlılar, köylüler, akraba evliliği mahsulleri, tarikatçılar vb.) sıfatlarla bizi küçük düşürmeye kalkması. Söylemeye lüzum bile yok; bu sayfaya yazılan bütün yorumlar içerisinde, en az ciddiye aldığımız da bu oldu. Kadıköy de ne vakit Anadolu yakasının eğlence merkezi olmuş? Bilen beri gelsin. Kadıköy sandığınız gibi bir eğlence merkezi değil. Gidin başka yerde eğlenin. 1000. defadır söylüyoruz bu sokakta ikamet edenler olduğunu; bunu anlamamak için artık ebleh olmak gerektiğini davulla, zurnayla ilan edeceğim sanırım etrafa.

      • Kadıköy’ün(?) renkli siması eser danişten inciler.İlahi Daniş emmi adamı öldürürsün. Bu hale gelebilmek için ne kullandın? Anadolu yakasının eğlence merkezi sizce neresidir? Kadıköy anadolu yakasının sadece eğlencesinin değil, her şeyinin merkezidir. Hava karardığğında sessizliğe gömülmesini falan beklemek, açık dükkan olmasına sinirlenmek bırak kadıköy’ü istanbulluluğa yakışmaz ayrıca haklı olsan bile 2 tane sokağın güvenliğini sağlayamayıp bütün semti yasaklamak ne menem bir olaydır falan diyeceğim de, senin kafaya işlemez tabii bu saatten sonra. Dikkate almak saçma olur seni.

  41. dünyanın neresinde görülmüş böyle bi uygulama…belediye başkanlığı sorumluk sahibi konuştuğu yaptıklarının sonuçlarını öngörmeli..cahilce bi karar..orta çağ geri geldi..sayın selami öztürk allah akıl fikir versin…:)

  42. Konulan yasak olmadığı iddia edilen yasağın yola çıkış nedenleri üzerinde herhangi bir sonuca ulaşmadığını görebilmek için 22.00 den sonra bahsi geçen yerlerde dolaşmak yeterli bence 🙂 Bugün içki satışı, yarın sigara satışı öbürgün günümüz düzeniyle dayatılan bakış açısına uygun bir başka şeyin satışı muhtelif makul gerekçelerle dayatılıyor ve görünen odur ki Son Kale Kadıköy de düşüyor 😦 Kadıköy de yaşamak bir ayrıcalıktır düsturumuz iken, kaleyi zaptedemeyenlerin tepeden inme dayatmalarına boyun eğmek zorunda kalan Kadıköy Belediyesinin yasakları da bu bakış açısından bakınca canımızı acıtıyor. Ve de Kadıköy bile mi şüphesi içimizi ince ince oymaya başlıyor.

      • Seriatin falan geldigi yok. Sadece ozgurlugun sinirini anlamayanlarin sebep oldugu bir yasak bu sadece. Bu kadar cevre sakinin imzalarini hice sayip tepeden inme karar olarak gormek art niyettir. Kaldi ki kadikoy belediyesinin eliyle seriatin geldigini iddia etmek zerre kadar muhakeme yeteneginden yoksun olmaktir. Seriatta gelmiyor sizde gelmeyin artik.

      • Aahhahahahah. Yaman şakacısın sen… Huzurevinde dönen muhabbeti merak ettim şimdi bak…

  43. esnafa tehdit mektupları gönderen, adam tutup çoluk çocuğu dövdürmeye kalkan insanlar başkalarını beğenmediğinde aslında ciddi bir komedi ortaya çıkıyor. kadıköy değilse neresi gençler için uygun anadolu yakasında söyleyin bakalım? ya da yeter ya.. boşa konuşuyorum sizinki hastalık

    • Birader bırak hakkaten, gitmiş onun akıl çoktan. He dayı he emmi aslan emmi kaplan emmi deyip geçmeli bunlara.

      • Alkol feda edebilecegi beyin hucrelerine sahip insanlar icindir. Size fazla luks icmeyin siz elde avucunuzda belli ki pek birsey kalmamis.

  44. Tamam da sayın başkan tekel bayileri sadece içki veya sigara satılan yerler değildir, vatandaş yeri geldiğinde çocuğunun sütünü de tekel bayiinden alıyor, bu uygulama saat 22.00 den sonra içki dışında !!! bir ihtiyacı olan vatandaşı da mağdur etmektedir. Bu nedenle tekel bayilerini erken kapatmak yerine bu bayilerde içki satış saatine bir müdahalede bulunabilirdiniz, nasıl ki seçim zamanında içki satışı yasaklanabiliyor, siz de derdiniz ki saat 22.00 den sonra içki satışı yasak, sizin yaptığınız pire için yorgan yakmaya benziyor, çözüm bu değildir!!!!

  45. yukarda söyledim zaten bu yasak sanatçılara, yazarlara, çizerlere kısacası ümmet toplumu modeline uymayanlara karşı verilen savaşın kadıköy ayağıdır diye. bak kısa süre sonra ülke geneline yayıldı. gençlerin dünya görüşü sizinkinden daha engin saygıdeğer emekli büyüklerimiz. gece evde su bitti nereye gidicem? market kapalı, tekel kapalı 😀 bravo..

  46. Bu blog benim için çok faydalı oldu. Kadıköy’de dilediği gibi eğlenmek isteyen insanların demokrasiden ne anladığını çok iyi görmüş oldum. Birçok insan ciddi ciddi demokrasinin istedikleri her şeyi özgürce yapmak olduğunu zannediyor. Başka insanların sıkıntı çekmesi, rahatsızlık duyması onların umurunda değil. Maalesef Türkiye’de demokrasi talep eden herkes sadece kendi özgürlüğünü istiyor. Umarım demokrasinin ne olduğunu zaman içerisinde öğreniriz.

    • Çok haklısınız. Yakın zamanda can güvenliğimizi sağlayamadığı için bütün yetkililere dava açacağım. Evimin kapısından saat 20:00den sonra giremiyorum, içki içenlerle tartışıyorum. Bu mu özgürlük, bu mu demokrasi??

  47. 68 yıllık bir Kadıköy/Bahariye’li olarak zaman zaman çok üzülüyorum, 60’lı yıllarda Öztürk Serengil’in oturduğu Kadife sokaktaki Erbuğ Apartmanının giriş kapısı önünde alkol duvarını aşmış gençlerin paylaştıkları çirkin beraberlik manzarası benim bir daha akşam saatlerinde ailem ile oradan geçmeme mani oldu, ayrıca biraz ilerdeki İhsan Ünlüer sokakta ve Hacı Şükrü sokakta kapısı bulunan Kilisenin duvarlarında ve kapı eşiklerinde hiç de tasvip edilmeyen görüntüler ben ve benim gibi Kadıköy’e gönül verenleri bir hayli üzüyor. Gençler atalarımızın bir sözü var sanırım sizde biliyorsunuzdur, ” KABAHAT DE GİZLİ, İBADET DE ” ne dersiniz herşey kararında güzel. Sevgiyle kalın, mutlu kalın, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın, Türkiyem sizden daha olumlu şeyler bekliyor, HAYDİ GENÇLER

  48. Caferaga mahallesindeki tekel dukkanlarinin kapatilma saati 22:00den 24:00’e alinmis. Dogru mudur bu bilgi? Yaz tarifesine mi gecildi mahallemizde? Sitenizde saat 23:00ten sonra sokakta icki iciliyor demissiniz, lutfen 19:00 gibi Haci sukru sokaktan gecin, kapimizin icinde icki icenleri gorun. Sabah evimizden ciktigimizda burnumuza sidik kokulari geliyor. Sayin baskan, lutfen gelin bir cuma cumartesiyi bizimle gecirin. Cok rica ediyorum. Boyle bir mahalle degil Kadikoy’e, turkiye’ye yakismiyor. Ben boyle rezalet gormedim. Tasiyim su barlari mahallemizden!!! Yoksa biz mi tasinalim, yok pahasina evimizi mi satalim? Sabir tasiyor, inanin tasiyor!!!

İşte için bir cevap yazın Cevabı iptal et